EKLEM ENJEKSİYONLARI

Eklem enjeksiyonları tanısal amaçlı (eklem sıvısından analiz yapma amacıyla) ve/veya tedavi amacıyla yapılabilmektedir.

Tedavi amacıyla yapılan enjeksiyonlarda uygulanacak tedavinin içeriği altta yatan hastalığa bağlı olarak değişebilmektedir.  Eklem iltihabında ( osteoartrit – eklem kireçlenmesinin iltihabi formu, iltihaplı romatizmal hastalıklarda tek eklem tutulumunda) iltihaplı eklem sıvısı aspire edilerek eklem içine steroid (kortizon) verilebilir. Hastalar enjeksiyon sonrası rahatlasalar dahi 1 yıl içerisinde 3 ya da 4 steroid enjeksiyonundan fazlası önerilmemektedir. Hasta 1 veya 2 enjeksiyon sonrası fayda görmediğini belirtiyorsa steroid enjeksiyonunun tekrarı yapılmamalıdır.

Osteoartrit (eklem kireçlenmesi) olan eklemlerdeki sinovyal sıvı (eklem sıvısı) viskoelastisitesini ve kayganlığını kaybetmeye başlar. Viskoelastisitesinin azalması eklem sıvısında hyalüronik asitin azalmasıyla ve kalitesinin bozulması ile ilişkili olabileceğinden eklem içine hyalüronik asit enjeksiyonu tedavisi (viskosuplementasyon) yapılmaktadır. Hyalüronik asitlerin etki mekanizmaları için; eklem sıvısının viskoelastisitesini ve kayganlığını arttırdığı, sinovyal membran ve eklem yüzeyinde koruyucu bir bariyer oluşturarak eklem üzerine binen şokların emilimine yardımcı olması, eklem kıkırdağının darbelere dayanıklılığını arttırması gibi etkileri öne sürülmektedir. Yine de hyalüronik asit enjeksiyonu (viskosuplementasyon) her osteoartrit (eklem kireçlenmesi) hastasına yapılmamaktadır. Öncelikle evre 2-3 gibi nispeten daha erken evrede osteoartrit hastasına önerilmektedir. İlaç dışı tedavilere ( egzersiz, günlük yaşam değişiklikleri, kilo verme gibi ) yanıt vermeyen, erken evre osteoartrit hastalarında uygulanabilir. Yine ilaç tedavileri almasını engelleyen durumların varlığında ( peptik ülser, kalp damar hastalıkları, ilaç alerjisi, karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi) bu hastalara uygulanabilir. Hyalüronik asitin etki süresi ve mekanik yapısına göre ardışık 3 doz veya 6 ayda bir veya yılda bir kez olarak uygulanabilir.

Eklem enjeksiyonu yapılırken dikkat edilmesi gerekenler:

  • Bu işin uzmanı ve deneyimli bir hekim (FTR hekimi veya ortopedist veya romatoloji uzmanı) tarafından yapılmalıdır.
  • Gerekli steril şartlar eksiksiz olarak sağlanmalıdır.
  • Eklemde enfeksiyon varlığında kesinlikle yapılmamalıdır.
  • Enjeksiyon yapılacak bölgeye yakın cilt enfeksiyonu varlığında da yapılmamalıdır.

 

PRP ENJEKSİYONU (Platelet Rich Plasma) 

Son yıllarda oldukça yaygın olarak uygulunan PRP; trombositten zengin plazmadır. Trombositler kanımızda bulunan temel görevleri pıhtılaşmayı sağlamak ve yara iyileşmesine yardımcı olmak olan kan hücreleridir. PRP, hastadan alınan kanın santrifüj edilerek bileşenlerine ayrılmasıyla elde edilir. Elde edilen PRP’nin kullanım amacı, hasar görmüş kıkırdak, bağ, tendon ve kas yapılarının (trombositlerin içerdiği büyüme faktörleri yardımıyla) onarımının hızlandırılmasıdır.

Hangi hastalıklarda PRP enjeksiyonu yapılabilir?

  • Rotator manşon lezyonları ( omuz kas-tendon yaralanmaları)
  • Kas yaralanmaları
  • Biseps tendiniti
  • Lateral epikondilit (tenisçi dirseği)
  • Medial epikondilit (golfçü dirseği)
  • Epin calcanei (topuk dikeni)
  • Plantar fasiit
  • Diz bağlarının yaralanmalarında
  • Menisküs yaralanmalarında
  • Dejeneratif diz hastalıklarında ( osteoartrit gibi diz kireçlenmesinde)
  • Patellar tendinit
  • Aşil tendon yaralanmalarında
  • Ayak bileği yaralanmalarında
  • Kronik bel ağrılarında
  • Sakroiliyak eklem disfonksiyon sendromunda
  • Faset sendromunda
  • İliolumbar ve İnterspinöz bağ lezyonlarında
  • Femurbaşı avasküler nekrozu

Uygulamadan önce hastanın tam kan sayımı yapılmalı ve trombosit sayısının normal olduğu belirlenmelidir.

PRP uygulaması yapılmaması gereken durumlar

Kanama bozuklukları (hemofili, trombosit fonksiyon bozukluğu vb.)

Aktif enfeksiyon

Hemodinamik dengesizlik

Onkolojik hastalık geçmişi olan veya onkolojik hastalık tedavisi görmekte olan hastalarda uygulanmaz.

Uygulamadan 48 saat öncesinden itibaren NSAİİ ( iltihap azaltıcı etkinliği olan ağrı kesiciler)  kullanılmamasına dikkat edilmelidir.

PRP tedavisi sonrasında ejeksiyon yapılan bölgede lokalize yanma ve enjeksiyon ağrısı olabilmektedir; ancak bu şikayetler kısa sürede hızla kaybolmaktadır.

 

KURU İĞNELEME 

Steril monofilament akupunktur iğneleri veya ince enjektör uçları kullanılarak herhangi bir ilaç verilmeden uygulanan bir tedavi yöntemidir. Başlıca miyofasiyal ağrı sendromunun tedavisinde olmak üzere fibromiyalji, bel ve boyun fıtığına bağlı ağrılı durumlarda, ağrılı kas spazmlarında başarıyla uygulanabilen oldukça yaygınlaşan bir tedavi yöntemidir. İlaç verilmeden uygulandığı için ilaca bağlı yan etkilerin riskleri bu tedavide yer almamaktadır. Diğer fizik tedavi yöntemleriyle birlikte uygulanabilmesi yöntemin avantajlarındandır.

 

PROLOTERAPİ

Hipertonik dextroz, fenol, gliserin, düşük konsantrasyonlarda lidokain, cod liver oil gibi irritan ve proliferatif maddelerin yardımıyla gerçekleştirilen rejeneratif tıp yöntemidir. Proloterapi, kronik hasarlı bağ ve tendonları onarmak için vücudun doğal iyileşme mekanizmalarını uyarmayı hedefleyen minimal invaziv bir enjeksiyon yöntemidir.

Bağ ve tendonların kan dolaşımı zayıf olduğu için diğer dokulara göre nispeten geç iyileşirler veya yetersiz oranda iyileşebilirler. Bu sebeple uzun dönemde bağlarda gevşeklik ve zayıflama gelişebilir. Tam iyileşememiş bağ ve tendonlar ideal gerim kuvvetinin (yaralanmadan önceki) yüzde 50-60 ‘ı düzeyinde kalabilir. Proloterapi ile inflamasyon yanıtı ile granülosit ve makrofajlar ( beyaz kan hücrelerinin alt türleri) uyarılır ve büyüme faktörlerinin salınımının arttığı düşünülmektedir. Böylece kas, bağ ve tendonların daha güçlü şekilde iyileşebilmesi beklenmektedir.

 

NÖRALTERAPİ